Pazar, Ekim 07, 2007


YAPAY KROMOZOM (ARTIFICIAL CHROMOSOME)

Yapay zekâ tartışmaları üzerine yapılan filmlerle de güncelliğini korumaya devam ederken, 7 Ekim 2007 tarihli hemen hemen tüm gazetelerde yeni bir yapay araştırma gündeme oturdu: “Yapay Kromozom”un elde edilmesi… Önce gelin bundan tam 10 yıl önce yapay kromozom çalışmaları ile ilgili fikirlerini paylaşan Craig Venter’a yapay kromozomu elde edişin başlangıç hikâyesini, Eylül/Ekim 1997 yılında Scientific Watch’a verdiği röportajdan Türkçeye çevirdiğim bazı önemli kısımları okuyalım:

J. Craig Venter DNA uzmanının başkanlığındaki Genom Araştırma Enstitüsü (TIGR), yapay kromozom elde ettiler. Bu konuda Venter’la yapılan Eylül/Ekim 1997 yılında Scientific Watch’a verdiği röportajdan Türkçeye çevirdiğim bazı kısımları sizlerle paylaşmak istiyorum:

Fikir esas olarak koromozomları sıralamaya çalışmada ve sıralamada ve daha sonra da datayı yorumlamada ortaya çıktı. Esas olarak, henüz bu sıralamayı yorumlayacak ya da çözebilecek yeterli bir software program veya bilgisayarlı bir yaklaşım yoktu. Çünkü koromozomlarımızda sadece DNA’nın %3’ü kadarı genleri çözümler….

…. Sadece basit olarak farkedilen şey: Vücudumuzdaki her hücre bilgiyi nasıl işleyeceğini bilmekte. Kalp geni, tüm genetik kodu gözden geçirip, sadece hangi genler değil hangi genlerin kesin olarak kalbe özgün olduklarını bilmekte; beyin hücrelerimiz, bunu beyin için nasıl gerçekleştireceklerini bilmekte. Belki de fizyoloji altyapısına sahip olduğumdandır, fikir bende çok net ortaya çıktı: “Neden hücreleri bir süperbilgisayar gibi kullanmayalım?”…

… Tüm genomu inceliyorduk ve resmin bütününden yaşam hakkında bir görüş, anlayış kazanmaya çalışıyorduk. Bunu anlayışı bütünü incelemekle değil bir de en küçük genomla(mikoplazma genitalyum) -sadece 470 gendir- ele aldık… ve gördük ki; eğer bu 470 genin yaşamı oluşturmada nasıl birlikte çalıştığını daha anlamayamıyorsak, insan genomundaki 60.000 geni nasıl anlayabileceğiz?..

Oluşturduğumuz takımla mikoplazma genitalyum (mycoplasma genitalium) genlerinden her biri üzerinde hangisinin yaşam için özellikle gerekli olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Belki bu genlerden 100 tanesini göz ardı ettik ve ulaştığımız şey halâ bir yaşayan organizmaya sahip olduğumuz. Bunu denemek için, geri kalan 370 genle yapay kromozom elde ederek gerçekten de yaşam oluşturup oluşturmadığımızı göreceğiz. Eğer bunu minimalist boyutta gerçekleştirebilirsek, daha da ilerleyip, meselâ 2.000 gene sahip olan Haemophilus gribini anlayabiliriz
….”

Tarih 7 Ekim 2007… Tam 10 yıl sonra Craig Venter, genetik şifrenin okumaktan yazılmaya doğru gidildiğini belirterek, yapay kromozomun kimyasal malzemelerle 580 bin çift genetik şifre içeren 381 geni birbirine ekleyerek elde ettiğini ilân eder. “Mycoplasma laboratorium” adı verilen sentetik kromozom daha sonra yaşayan bir bakteri hücresine yerleştirilmiş ve hücrenin kontrolüyle yeni yaşam biçiminin etkilerinin gözlenmesi sürecine geçirilmiştir.

Yapay kromozomu anlatırken Craig Venter’ın söylediği çok önemli bir cümle var; “genetik şifremizi okumaktan yazmaya doğru gidiyoruz.” Gelin şimdi bu cümlenin anlamını düşünelim…

Önce kromozom kelimesi bize ne ifade etmekte ona bir bakalım… Bir sitoplazma ve çekirdekten oluşan hücrelerden meydana geldiğimizi biliyoruz. Çekirdeğin içinde ise ipliksi parçalar “kromozom” adı almaktadır.Kromozomlar da DNA zinciri ile ‘‘histon’’ denilen protein zincirinden oluşur. DNA zincirleri de proteinleri sentezlemekle görevli ‘‘gen’’ adı verilen birimlerden oluşur.

Bedeni makro evren kabul edip, bir zumlama (zoom in) ile içsel bir seyre dalarsak, kromozonun yerini farkedebiliyor muyuz? Beden, bedeni meydan getiren hücre grupları ve hücreler, hücreyi meydan getiren sitoplazma ve bir çekirdek, çekirdeğin içindeki kromozom ve kromozomun oluşumundaki DNA zinciri ve protein zinciri…ve daha da ötesi…

İşte belki de bu seyri farkediş bizler için bir OKUmadır. OKU’nup, anlaşılarsa da özümsenerek yazılabilir. Venter ve ekibi belli ki kromozomları OKU’muş, yani hücre ve kromozomun yapısına vakıf olarak, “hayy” isminin anlamını yapay kromozomu gerçekleştirerek ortaya koymuş… Ancak başka bir açıdan da baktığımızda, bir hücredeki genlerin saysız bilgiler içerdiğini düşünürsek eğer, yazılanlar OKU’nulacakların yanında tıpkı bir kromozomun sonsuzluk seyrindeki noktalardan bir tanesi gibi gözükmektedir. OKU’nacak ve yazılacak sonsuz oluşumlar ve manâlar içinde önemli bir anlamı olan mikron boyutundaki kromozom hakkındaki bu çalışma, şüphesiz sistemi anlamada ve anlamlandırmada atılan dikkat çekici adımlardan bir tanesi.

Hiç yorum yok: