Salı, Ağustos 21, 2007

BOYUT BOYUT BOYUT BOYUT BOYUT BOYUT BOYUT BOYUT BOYUT

Yukarıdaki başlık size ne hissettirdi bilmek çok isterdim… Çok ilginç cevaplar geleceğini tahmin ediyorum… Yazımın sonundaki yorum kısmına bu yazıyı okumadan ne hissettiğinizi yazarsanız ben ve diğer okuyanlar öğrenme imkânına kavuşuruz.“Boyut” konusunun çok “boyutsal” olduğunun farkında olarak bu konuyu ele alıyorum. Dolayısıyla yazacak ve inceleyecek çok fazla şey var ve bu sebepten "boyut" ile ilgili yazıların devamının geleceğini şimdiden hissediyorum….

Peki, o zaman “boyut” kelimesinin bizlere neler ifade ettiği ile başlayalım mı? “Boyut” nedir?” desem nasıl cevap verirdiniz? Hiç hayatımızda “boyut” kelimesini ne denli kullandığımızı fark ettik mi? Mesela; “bu işin boyutları çok büyük”, “bu boyutta hiç düşünmemiştim”, “kendimi bambaşka bir boyutta hissettim”vs… liste uzar gider…Hani küçükken çoğumuz arkadaşlarımıza çizerek sormuşuzdur: “düz bir çizgi ve o çizginin tam ortasına çizilmiş yarım daire. Bu nedir?”diye. Cevap basittir: “yukardan bakıldığında büyük şapkası olan bir meksikalı bir duvara oturmuş!!”… Sadece bir çizgi ve yarım daire olarak gördüğümüz başka bir açıdan-boyuttan bakıldığında daha farklı bir anlam almaktadır ya da bir zamanlar epey yaygın olan "Stereogram" (Şaşı Bak Şaşır); resimlere şaşı!! bakarak arka plandaki imgeleri 3 boyutlu görmek http://www.lazland.com/sasibak/... Buna benzer çok bilmece ve illüzyon mevcud… Nedir bunları farklı anlamlara sokan? Bir açıdan yani boyuttan bakıldığında noktalar ve çizgiler, daireler ama başka bir boyuttan- açıdan bakıldığında bambaşka durumlar, imgeler…

Son zamanlarda bilimadamları “boyut” konusu üzerinde çok fazla durmakta ve boyutu-çoklu boyutları (multiple dimensions) açıklamaya çalışırken belki de bizlere kendimizle ve sistemle ilgili çok önemli ipuçları vermektedirler…

Şimdi sizlerle “boyut”la ilgili yazılmış makaleden bir açıklamayı paylaşmak istiyorum: Bu makale sadece boyut değil 11 boyuttan bahsediyor… Malum günümüzde artık bildiğimiz ve içinde yaşadığımız 3 ve zamanı da eklersek dört boyuttan daha öte boyutlar olduğu sıkça tartışılmakta ve kabul edilmektedir… Bu yazıda en ilginç olan cümle bana göre şu: “… Biz sadece 3 boyut ve bir de zamanı gözlemleyebiliyoruz çünkü diğer 6 boyut kıvrılmış, katlanmış, sıkıştırılmış…”
http://searchsmb.techtarget.com/sDefinition/0,,sid44_gci878923,00.html

İşte burası çok ilginç… 4 boyutu gözlemlerken gözümüzün ve algılamamızın ötesinde duran boyutlar var ve biz bu boyutları bu 4 boyutun içinde oldukları halde algılayamıyoruz!! Nasıl algılayabiliriz ki … Herhangi bir canlının, bu ister bir bitki ya da havyan ya da bir insanın herhangi bir parçası olsun, onu ele alıp, mikro düzeyde incelemeye başlasak neler görürüz hepimiz biliyoruz…3 boyutu belki de aşan bir durum… Bu konuda pek çok video mevcut. Yani makro düzeyde de incelesek aynı sonuç…çok katmanlı- boyutlu bir durum… Bu bizi nereye götürüyor; ne kadar katman olursa olsun ne kadar algılama araçlarımızla algılayabilirsek algılayalım, “TEK” bir bütünden öteye gitmemiş oluyoruz. Mesela, elimizi ele alalım ve başlayalım onu mikro düzeyde “zoom in” yani zoomlama yaparak incelemeye…hücre, atom ve bilinen son nokta string yani sicim boyutu…ya da “zoom out” yani uzaklaşırsak (aslında terim olarak kullanıyoruz dikkat edersek uzaklaştığımız bir şey yok aynı noktadayız) sicim noktasından ele ve elden de “TEK”e ulaşmış oluyoruz. Peki biz hareket halinde miydik? “Hayır” ama nasıl bu kadar boyutu yaşadık? Nerede yaşadık? Tabii ki “bilincimiz”de ve bilimcimize ulaşan datadan yani salt saf bilgiden deşifre edebildiklerimiz doğrultusunda bu incelemeyi yaptık ve her noktasını kendimizce yani bilincimizin idrakına “göre” adlandırdık… O zaman “boyut” ne oluyor? Katmanlar, pek çok alem… hepsi de algılamamıza göre varolmakta… Bir noktadan başlayarak oluşan bir sınırı olmayan TEK’ten açılan sonsuz noktalar…!!!

“… tüm mertebeler kişinin özünde mevcuttur!. Tıpkı bedende hücreler boyutunun, hücrelerin içinde genler boyutunun, onun özünde proteinlerin, onun özünde moleküllerin, onun özünde atomların, onun özünde dalgaların, stringlerin olması gibi... Ve dahi her boyutun kendi özelliğine göre şuuru olması gibi... Algılayanın kapasitesine göre tespit ettiği mertebeler veya âlemler veya boyutlar diyebileceğimiz şekilde...”Daha detaylı bilgi için “Boyutlar hakkında” adlı yazıyı okumanızı öneririm.
http://www.ahmedbaki.com/turkce/kitaplar/oku/oku20.htm

Son olarak -" boyut" söz konusu olduğunda bir sona ulaşmak biraz zor ama- sizlerle çok ilginç bir videoyu paylaşmak istiyorum.Aşağıda yine ingilizce bilmeyenler için çevirdiğim türkçe metni yayınlıyorum:
10. Boyut (10th dimension)
http://video.google.com/videoplay?docid=4280922161474483340&q=string+theory

Bir nokta ile başlıyoruz. Geometriden bildiğimiz gibi ölçüsü ve boyutu olmayan, sadece sistemde bir yeri olan hayali bir fikir. İkinci bir nokta da başka bir pozisyonu anlatmak için kullanabilinir. Ama ikisi bir arada belirli bir ölçü olabilir; birinci boyutu oluşturmamız için tek yapmamız gereken tek şey iki nokta arasına bir çizgi çekmektir. Böylelikle, derinliği ve eni olmayan sadece boyu olan ilk boyutsal objemiz oluşur.
1.Bir çizgi

İlk boyutsal çizgimizi alıp, bir başka çizgi ile çapraz bir şekilde birleştirirsek 2.boyutu elde etmiş oluruz.Elde ettiğimiz bu objenin eni ve boyu olmakla birlikte derinliğe sahip değildir. Daha üst boyutları hayal edebilmek için şimdi ikinci çizgiyi birinci çizgiden ayıralım.Şimdi 2 boyuttan oluşmuş bir nesil düşünün “yassı-düz” olan… Acaba nasıl bir şey olurdu “yassı-düz” olarak 2 boyutlu bir dünyada yaşamak? Sadece eni ve boyu olan iki boyutlu canlı sanki oyun kartındaki papaz gibi…Şuna bir gözatın…Yassı-düz şekilde olan bu canlının sindirim sistemi olamaz. Çünkü sindirim borusu olduğu takdirde onu yukardan aşağıya iki parçaya ayırır! Yassı olan canlılar bizim üç boyutlu dünyamızı şeklillerle ve 2 boyutlu kesitsel algı araçları ile algılarlar. Mesela başlangıçta küçük bir nokta olan balon, içi boş bir daire oluyor ve açıklanamaz derecede belli bir boyuta ulaşıyor ve sonra da büzüşerek başlangıç noktası olan noktaya dönüyor. Bizler, insanoğlu “yassı-düz” olan yani 2 boyutlu canlılara garip gelebiliriz.
2. Ayrım

3.boyutu hayal etmek, bizim için en kolayı. Çünkü, bizler yaşantımızın her anında bu boyut içerisindeyiz. Üç boyutlu bir objenin eni, boyu ve derinliği vardır. İşte size 3.boyutu tarif etmenin başka bir yolu… Masanın üzerinde duran gazetenin üzerinde dolaşan bir karıncayı ele alalım ve gazetenin üzerinde 2 boyutlu dünyada yürüyen “2 boyutlu” olarak farzedelim. Gazete ortadan ikiye katlandığında, “2 boyutlu” karıncamız için bir yol oluşturmuş olacağız ve onu 2 boyutlu dünyasını sihirli bir şeklide yok edip, aniden başka bir boyuta aktarmış olacağız. Bunu 2 boyutlu objeyi alıp, katlayıp 3 boyutlu hale getirerek gerçekleştirmekteyiz. Bizim için diğer boyutları anlamak 3.boyutu bir kez daha inceleyerek daha kolay olacaktır. 3.boyutu şu şekilde düşünebiliz: 3.boyut, bir noktadan diğerine katlamak suretiyle geçtiğiniz boyuttur.
3. Kat / Kıvrım

Tamam… İlk 3 boyut şu sözcüklerle tanımlanabilir; uzunluk, genişlik ve derinlik.Hangi sözcük 4.boyutu tanımlamada kullanılabilir? 4.boyutu tanımlamak için “süreç” kelimesini kullanmak bir cevap olabilir. Kendimizi bir dakika önceki halimizi ve şu anki halimizi düşünelim ve bir dakika önceki hal ile şu anki hal arasına çekilen çizgi, 4.boyuttaki bir çizgi olabilir. Eğer, vücudunuzu 4.boyutta görmek isterseniz, kendinizi uzun ve kıvrılan bir yılana benzetin; bir uçta embiriyotik hücre içinde olan ve öbür uçta kaybolan... An ve an 3.boyutta yaşadığımız için sanki 2 boyutlu “yassı-düz” bir şekilde yaşamaktaymışız gibi gelmektedir. Nasıl ki, 2 boyutlu canlılar bir üst boyuttaki objeleri 2 boyutlu kesitsel algılama araçları ile algılıyorlarsa, 3 boyutlu olan bizler de kendimizdeki 4.boyutu 3 boyutlu kesitsel algılama araçları ile 3 boyutlu olarak algılamaktayız.
4. Çizgi

Çeldirici olan durumlardan bir tanesi de, bir boyutun diğer boyut içerisinde sıkışıp kalması; burada aşağıda yani içinde bulunduğumuz boyutta bir üst boyuttaki hareketlerimizden haberdar olamayabiliriz!! İşte sizlere basit bir örnek… Uzun bir şerit halinde bir kağıt alın ve kıvırarak iki ucundan katlayarak bir çizgi çizin aşağıya doğru. Çizgimiz arkaya doğru çizildiğinde doğal olarak kağıdın her iki tarafında da olacaktır. Ilginç olan ise, şeridin sadece bir tarafı olduğudur. Dolayısıyla, bu 2 boyutlu bir objenin temsili örneği olmalıdır. Bunu şöyle de açıklayabiliriz;2 boyutlu “yassı-düz” canlılar da aynı biraz önce çizdiğimiz gibi çizgi boyunca seyahat ettiklerinde ve arkaya doğru ilerlediklerinde 2.boyuttan 3.boyuta geçmiş gibi hissedeceklerdir. Ancak gerçekte dönüp, kıvrılıp durmalarına rağmen onlar sadece düz bir çizgi üzerinde seyahat etmektedirler!!! 4.boyut “zaman” bize geçmişten geleceğe sanki üzerinde hareket ettiğimiz düz bir çizgi gibi gelmektedir. Ancak, 4.boyuttaki bu düz çizgi, hareket eden ip gibi bir üst boyutta dönüp, kıvrılmaktadır. Böylece, uzun kıvrılan bir yılan içerisinde gibi olan bizler kendimizi bir yandan 4.boyutta düz bir çizgi üzerinde hareket edermiş gibi hissederken, diğer yandan 5.boyutta olmaktayız. Bu boyut, bir anı dallara ayırabileceğimiz çoklu seçenekler, yollardan oluşmaktadır. Bu seçenekler ya da yollar bizlerin tercihleri, şansı ve başkalarının etkilemeleri ile meydana gelmektedir. Kuantum fizik, bize dünyamızı oluşturan atomaltı parçacıkların olasılık dalgaları tarafından çarpıştırıldığını aktif bir gözlemle anlatmaktadır. Resimde kendimizi şuraya çizdiğimizde, 4.boyutun sonundaki çizgide, “zaman” olarak tecrübe ettiğimiz 5. boyuttaki olası geleceğe nasıl kararlı, net bir biçimde çarpıştığımızı görmeye başlayabiliriz.
5. Bölünme

Neden çocukluğumuza geri dönüp, kendimizi ziyaret etmiyoruz?!... Belki de oraya 4. boyutu 5. boyuta katlayıp, geçmişe doğru zaman ve mekan sıçraması yaparak ulaşabiliriz. Mesela, çocukluğunuzda bir şey icat etmiş olun ve bu icat sayesinde şimdi ünlü ve zenginsiniz. 4.boyutlu kendimizi şu anda 5.boyuta geçirelim…ama ne kadar buradan oraya geçsekte büyük bir icat gerçekleştirdiğimiz o zamana dönmek şu andaki zaman versiyonunda uygun bir opsiyon yani seçenek olmayacaktır. Ne kadar seçenek, şans ve aksiyon olursa olsun bulunduğunuz yerden o zamana dönemezsiniz… O dünyaya tekrar ulaşmak için iki yol var. Bir tanesi, zamanda geri yolculuk; bir şekilde icatı gerçekleştirmenize sebep veren olayları tekrar yaşamanız ve olayı tetiklemek ve gerçekleşip gerçekleşmediğini görmek için 4.ve 5.boyutlarda seyahat etmek…bu olabilir ancak yanlış yolda yani bambaşka bir yolda devam edebilirsiniz… Kat edebileceğiniz kısa yol ise, 5.boyutu 6.boyuta doğru katlamak ya da bükmek… Bu, bize bulunduğumuz andan başka bir boyuta atlama imkânı verir.
6. Katlama/Bükme

4.boyutu anlatırken, bir alt boyutu tek bir nokta olarak kabul ettiğimizi varsaydık. 4.boyut bir dakika önceki evreni bir sonrakine birleştiren bir çizgi ya da en büyük resim olabilir… 7.boyuta doğru ilerlerken, bir çizgi düşünelim ve bu çizgi ile tüm 6 boyutu tek bir nokta olarak farzedelim. Bunu yapabilmek için, büyük patlamadan bu yana tüm olası zaman çizgilerini evrenimiz için tüm olası sonları -biz buna sonsuzluk diyoruz çoğu kere- birleştirmemiz ve hepsini tek bir nokta olarak kabul etmemiz gerekmektedir. Bu nokta içindeki tüm olmuş ya da olası zaman dilimleri 7.boyutta bir nokta ve bu nokta da sonsuzluktur.
7. boyutta bir nokta

Biz sonsuzluğu 7.boyutta bir nokta olarak tarif ettik. Ancak biz sadece resmin bir kısmını hayal edebildik. Eğer 7.boyutsal bir çizgi çizersek o zaman 7. boyuttaki noktanın ne olacağı konusunda düşünmemiz gerekmektedir.Çünkü, çizeceğimiz bu çizgi bu nokta ile birleşecektir. Peki o zaman sonsuzluktan daha fazla bir şey olabilir mi??? Cevap şu olabilir ve tamamen başlangıç durumları bizim büyük patlamadan farklı bambaşka sonsuzluklar olabilir. Değişik başlangıçlar değişik evrenler oluşturabilir yani temel fizik kuralları; yerçekimi ya da ışık hızı gibi aynı olmayabilir ve o evrenlerdeki başlangıcı ve tüm sonlarıyla bundan kaynaklanan zaman birimleri ya da çizgileri bizim evrenimizdeki gibi olmayıp tamamen farklı olabilir. Dolayısıyla 7.boyutta çizdiğimiz çizgi sonsuzluklardan birine eklenebilir. Bu da bizi 7.boyuttan uzattığımız bir dalın yani çizginin başka bir sonsuzluğa götürmesi olacaktır. Böylelikle 8.boyuta geçmiş oluruz.
8. Ayrım/ Bölünme

Eğer bizim iki boyutlu düzlem içinde yaşayan karıncamız iki boyutlu gazete üzerindeki iki boyutlu dünyasını katlayarak 3. boyuta geçmesi ve sihirli bir şekilde bir lokasyondan kaybolması ve başka bir lokasyonda belirmesi olası ise, biz de bir noktadan herhangi bir boyuta sadece herhangi bir üst boyutu katlayarak geçebiliriz. 9.boyutu hayal ederken aynı kurallar uygulanabilir. Eğer 8.boyutsal çizgiden başka bir çizgiye atlarsak aynı şey olabilir. Çünkü 8.boyutu 9.boyuta katlamış oluruz.
9. Kat/Kıvrım

1.boyutu tartışmadan önce, noktanın geometrik kavramı olan 0.boyutla başladığımızı söyleyebiliriz. Bir nokta sistemde bir lokasyon yani yeri göstermektedir. 1.boyut noktalardan iki tanesini alıp bir çizgi ile birbirlerine birleştirir. 4.boyutu hayal ettiğimizde, sanki 3 boyutsal alan ve bir tek nokta olarak görmekte ve 4.boyutsal çizgiyi sanki değişik bir durumu temsil eden başka bir noktaya doğru çizmekteydik. Çoğunlukla bu çizgiye “zaman” adını veririz.7. boyutta ise, büyük patlamadan oluşmuş ve olabilecek tüm olası zaman çizgilerini tek bir nokta gibi ele aldık ve tamamen değişik bir evren için, olası tüm zaman çizgilerini temsil eden tek bir noktaya zaman çizgisi çizdik. Şimdi 10.boyuta geçerken, tüm olası evrenlerin tüm olası zaman çizgileri için tüm olası dalları düşünmemiz gerekmektedir. Şu ana kadar iyi gittik… Ancak, burası bizim de tıkandığımız yer… 10.boyutu devam eden bir daire ve bir çizgi gibi düşüneceğiz. Daha sonra başka o çizgiyi çizebileceğimiz bir nokta hayal edeceğiz. Fakat gidecek de fazla bir yer kalmadı. Ancak tüm olası evrenler için tüm olası zaman çizgilerini 10.boyutta tek bir nokta olarak düşündüğümüzde yolculuğumuzun bitmiş olduğu ortaya çıkmaktadır. Sicim teorisinde fizikçiler, 10.boyutta titreşen süper sicimlerin evrenimizi ve diğer olası evrenleri meydan getiren atomaltı parçacıklar olduğunu bizlere söylemektedir. Bir başka deyişle,10.boyutun dahilinde olan tüm olasılıklar,10 boyutu birbiri ardına inşa edererek kendimiz için oluşturduğumuz bir kavram olarak ortaya çıkacaktır.
10. Nokta

Not: Bu animasyon, “10.boyutu hayal etme” adlı yeni bir kitabın ilk kısmınından alınmış fikirlerden oluşmuştur. Bu şekildeki düşünme, string yani sicim teorisinin kabul edilebilir bir açıklaması olmadığı halde, pek çok insanı “bizlerin gerçeği nasıl oluşmuştur” diye düşündürmeye teşvik edicidir. Daha fazla bilgi ve tartışma için aşağıdaki adrese başvurabilirsiniz.www.tenth dimension.com

Son olarak, bu konuyu "nokta(.)" değil "virgül(,)" koyarak "şimdilik" kapatmak istiyorum,:

" ..."K" misalinde olduğu üzere, çizgideki bir noktadan açının oluşması benzeri tüm evrenler yalnızca bir açı içindekilerdir. Uzun çizgide ise bunun gibi sayısız "nokta"lar vardır. Ötesi ise tefekkür dışıdır!...
" http://ahmedbaki.com/turkce/kitaplar/insanvedin/insanvedin19.htm

"...Noktadan oluşan sonsuz sayıda koni... koni içre koniler!..."
http://ahmedbaki.com/turkce/kitaplar/insanvedin/insanvedin38.htm

"...Tasavvuf erenleri, tasavvuftaki yolculuğu "başladığı noktaya gelen daireyi tamamlamaktır" diye tarif etmişlerdir..."
http://ahmedbaki.com/turkce/kitaplar/insanvedin/insanvedin19.htm

Görünen o ki, boyutlar konusunu anlamak için başlangıç "nokta"sı ismi üzerinde "nokta"dan geçmekte galiba.. O da öyle bir "nokta" ki sonu olmayan, sonsuz... Siz ne dersiniz?

Hiç yorum yok: