Perşembe, Ağustos 23, 2007


ÇOKLU EVRENLER (MULTIPLE DIMENSIONS)

Nerede bu çoklu evrenler? Ek boyutlar nerede? Nasıl birşey? Bunu nasıl hayal edebiliriz? Gelin aşağıda adresini verdiğim videoyu hem seyredip, hem de türkçeye çevirdiğim metnini okuyalım... Bir sonu olmayan, virgülle devam eden boyut konusuna "ek boyutları" ek'leyelim...

ÇOKLU EVRENLER (Multiple dimensions)
İlginç, garip bir fikre sahip insanlardan olan bir kişi ile görüşmeye gidiyorum. Onunla saat 4’de 5.Bulvar 93.sokak’taki 2.kattaki dairesinde görüşüceğim. Oraya ulaşmam için 4 adet bilgiye ihtiyacım var: üç boyutlu alan içinde olan her bir bilgi yani cadde, bulvar ve kat numarası (en, boy, derinlik) ve bir de 4. boyut olan “zaman". Ortak deneyimlerinizden dolayı siz bu 4 boyutu çok rahat düşünebilirsiniz; sol-sağ, arka-ön, yukarı-aşağı ve zaman.

İlginç ve garip gibi gözüken “ Ek boyutların olduğu” fikri neredeyse 100 yıl öncesine kadar uzanmakta… İçinde yaşadığımız evrenimizin 3 boyutlu bir alan olduğu düşüncesi sorgulanamazdı. Ancak 1919 yılında çok da ünlü olmayan Alman matematikçi Theodore Culuso, bilinene (evrenin 3 boyuttan meydana geldiği) meydan okumak gibi bir cesaret gösterdi. O, evrenimizin bir boyuta daha sahip olduğunu ve bir sebepten dolayı o boyutu algılayamadığımızı söyledi…

Theodore: “Bak” diyor burada: “ Fikrini beğendim.” Peki o zaman neden geciktiriyor?

Gördüğünüz üzere Culuso ek boyut fikrini Albert Einstein’a göndermiştir. Einstein, önceleri çok heyecanlanmış, ancak bu heyecanı zamanla azalmış ve Culuso’nun ek boyut hakkındaki yazılarının yayınlanmasını iki sene boyunca bekletmiştir. Daha sonra Culuso’nun fikirleri, Einstein’ın bir gün kahve kabındaki kahveyi karıştırırken, hareketliliğe dikkat ettiğinde bazı şeyleri fark edip, ek boyutların olabileceğini kabul ettikten sonra yayınlanmıştır. İşte Einstein’ın 1916 yılındaki fikri şunu göstermektedir; yerçekimi bilindik 4 boyutlu alan ve zaman içindeki kıvrımlar, bükülmeler ve dalgalanmalardan başka bir şey değildir. Bundan 3 sene sonra, Culuso elektromanyetizmin de yerçekimi gibi dalgalanma yapabileceğini, giderek yayılabileceğini ve bu dalgalanma, yayılma için bir alana ihtiyacı olduğunu ve dolayısıyla bunun için gizli bir ek boyut olabileceğini ortaya koymuştur.

Eğer Culuso haklıysa, o zaman nerede bu ek boyut? Bu ek boyutlar nasıl bir şey ve biz bunu hayal edebilir miyiz?

Culuso’nun fikrine ek olarak, İsveçli Fizikçi Auster Klein alışılmadık bir cevapla karşımıza çıkar:Klein: “Şuradaki trafik ışıklarını destekleyen kablolara bir göz atın. Buradan oradaki kablolara baktığımda herhangi bir kalınlık gözlemleyemiyorum. Bu mesafeden baktığımda her bir kablo sadece bir boyutu olan bir çizgi olarak gözükmekte. Ancak bir düşünün… Eğer kabloya çok yakından bir karıncanın gözünden baksaydık, o zaman uzaktan tek bir çizgi gibi algıladığımız kablo, ikinci bir boyuta bürünmüş olarak gözükcekti bizlere. O bakış açısı ile de karınca öne- geriye ve saat yönüne-saatin ters yönüne hareket edebilecektir.”

Dolayısıyla, boyutlar iki şekilde çeşitlilik gösterebilir; bir kablonun boyu gibi uzun ve açılmış yayılmış olabilir ya da çok küçük ve dairesel bir yönde kıvrılmış ve sarılmış olabilir. Culuso ve Klein, evrenimizin yapısının bir kablonun yüzeyi gibi olabileceğini ve bildiğimiz 3 boyutun dışında büyük ve genişlemiş, ek boyutların olabileceğini, ya da bu boyutların milyarlarca defa katlanarak bir atomdan daha da küçük bir boyutta olabileceğini ve bundan dolayı gözle görüp, algılamanın çok zor olabileceği gibi çok önemli bir fikir ortaya attılar. Yani, evrenimizin 3boyuttan oluştuğu algısı doğru olmayabilir ve bizler çoklu boyutlu bir evrende yaşıyor olabiliriz.

Peki bu ekstra boyutlar neye benziyorlar?

Culuso ve Klein şöyle bir fikir ortaya attılar:Eğer milyarlarca defa küçültürsek, sonuda çok küçük kıvrılmış tek bir boyut elde ederiz ki bu boyut uzayın ya da tüm evrenin her noktasında mevcuttur. Tıpkı karıncanın trafik ışığı kablosundaki dairsel boyutu keşfetmesi gibi… Teoride, milyarlarca küçük olan karınca bile bu çok küçük kıvrılmış, katlanmış dairesel boyutu keşfedebilir. "Ek boyutların olduğu" fikri sicim teorisinin de merkezini oluşturur. Hatta sicim teorisi matematiğine göre kompleks yani karmaşık küçük şekillerde kıvrılıp, katlanan sadece bir değil 6 ek boyut mevcuttur.

"Eğer sicim teorsi doğruysa o zaman çok daha fazla boyutlar olduğunu kabul etmeliyiz ki bu da çok heyecan verici bir şey…”

“Eğer teorileri bir bir ele alırsak, ortaya ekstra boyutların olduğu çıkıyor ve bu da doğanın bir parçası…”

“Ekstra boyutlar hakkında konuştuğumuzda gerçekten de etrafımızda gördüğümüz boyutların aynısı olan uzayın ekstra boyutlarından bahsediyoruz ve tek fark şekilleri…”

Ancak, bu çok küçük kıvrılmış, bükülmüş özel şekildeki ekstra boyutlar, günlük hayatımıza nasıl bir etkiye sahipler?

Sicim teorisine göre “şekil” herşey demek… Mesela, şekline göre bir fransız kornosu binlerce değişik nota yaratabilir. Tuşlardan bir tanesine bastığınızda, notayı değiştiriyorsunuz çünkü kornonun içindeki havanın çınladığı alanın şeklini değiştiriyorsunuz ve sicim teorisindeki kıvrılmış, bükülmüş alansal boyutların da benzer yöntemle çalıştığını düşünüyoruz. Eğer sicim teorisinin ortaya koyduğu bu 6 boyutlu şekillerden birisinin içine girebilecek kadar küçülürsek, birbiri ardına kıvrılan ve bükülen bu ekstra boyutların sicimleri (evrenin hareket eden ve titreşen temel parçası) nasıl etkilediğini göreceğiz. Bu da doğanın gizemlerinden birini çözmede bir anahtar olabilir!!

1 yorum:

MuratS dedi ki...

multiple evren hee bu gibi şeylere neden bu kadar kafa yorulduğunu anlayamadım bir türlü carl saganda(çok popüler bir ateisttir kendisi) yaşadığımız evrenini ateizm için sıkıntı verdiğini düşünüp eğer milyar kere milyar evrenler olsaydı o zmana doğal şartlar böyle bir evren oluşturabilirdi diyordu kendisi tabiki o sadece temenni ediyordu

bana bunu hatırlattınız herhangi birinin elinde bununla alakalı delil varmı? yani paralel evrenler için, aslında bu konuyu konuşmak yada bunu savunmak ortaçağda toplu iğnelerin başında dönerek yaşayan meleklerin sayısını tahmin etmeye benziyor eğlenceli belki yönlendirici vakitte geçirtebilir ama BİLİMSEL DEĞİL saygılar....